24 Kasım 2023 Cuma

                 Hayatımdaki en değerli parça  

İnsan neyi kendinden çok sevebilir ki bu hayatta ? Tabi ki de kendinden doğanı ötesi yok. Büyük sorumluluk almak cesaret ister. 

Güzel bi hamilelik geçirdim. Sağlığıma çok dikkat ettim hiç bir şeyi kafama takmadım herkesten uzaklaştım. Müzik dinledim kitap okudum spor yaptım inanır mısınız 1 kilo bile almadım 😂 Aralık ayında doğum yaptım. 56 kilodan 59 ile doğuma girdim çıktım 56 oldum. Hamileyken karnım şişmedi dr karın kaslarının sıkı ve bebeğimin içine doğru büyüdüğünü söyledi bu çok güzel be mucize olaydı benim için. Her şey çok güzeldi planlı sezeryan oldum. Çok paniktim sabahtan ameliyata 2 saat geç girdim dr işi acil doğuma gitmesi beni telaşa soktu 9 doğurdum. Neyse makyajımı bile yapmıştım hemşireler geldi serumlar bağlandı desteye yatırıldım pembe elbise giydirdiler ameliyathaneye gittim sedyeden ameliyat yatağına yatırıldım orda ki atmosfer beni çok korkuttu 8 9 tane dr basımdaydı bayanlardan birisi çok sıcakkanlısı korkma dedi bende elinizi tutabilir miyim dedim tabi ki dedi. Rahatladım. Herşey hazırdı dr gelmişti odaya iyice korkmaya başladım anestezi uzmanı geldi ve belden uyuşmalı spinal anestezi oldum uyuşmaya başladım ayaklarımı hissetmeyi yavas yavaş kaybetmiştim.. Bak hissediyorum hala kesmeyin derken üzerimden kat kat yeşil çarşaflar kapatıldı gözlerim dumanlı görmeye başladı kafam aşırı güzelleşti Sezeryan sırasında sarhoş gibiydim dr ile sohbet etmeye başladık en son kilosuna kaç demiştik derken rüyanın sesini duydum ağlamaya başladım yani kesilmişim haberim yok. O sırada anestezi uzmanı çok tatlı bi dr bey bebeğin çıkmak üzere diyordu.. bebeğimi aldılar direk tartıya koydular bayandan Rıza ettim resim çekelim diye olmaz bebeğin üşür dedi reddetti ama barış bey okadar makyaj yapmış çekelim diyerek beni mutlu etti.. :)) SIM sıcakk fırından yeni çıkmış ekmek gibiydi yanağını yüzüme koydular direk başını öptüm yumuşacık yüzü vardı o an böyle kopuş mu desem dank mı etti bişey göbek bağı kesilirken olan şey oldu her şey değişmişti benim için direkt doğum esnasında annelere bir şey oluyor eminim bir tek bana olmamıştır. Bebeğimi götürdüler beni dikmeye başladılar kesildiğimi hissettim ama dokunuş gibi aynı şekil dikilirken de 7 kez gidip gidip geri geldiler kesinin üzerinde adete sanki üzerimde dikiş makinesi var gibiydi. En az 1 saat dikmişlerdi. Sonra 2 hemşire kalmıştı başımda erkek beni götürmeye hazırladılar belden altın uyuşuk olduğu için kaldırıp diğer sedyeyle alındım ameliyat kapısına geldim herkes beni bekliyordu hemşire kızımın adını ne koyacağımı sordu rüya dedim gözlerimin ve saçlarının kendi rengim olup olmadığını sordu orjinal dedim. Saçlar çakma :)) darısı kızının basına o zaman dedi. Neyse aileme kavuşmuştum odaya çıktım beni giydirdiler kızımı getirdiler küçüçüktü kucağıma almak için heyecandan ölüyordum kuş gibiydi aldım onu emzirdim sütüm gelmeye başlamıştı. Resim çektim doya doya sevdim kokladım. Daha sonra ağrılarım gelmeye başladı çayır çayır yanıyordu kesik yeri açıdan duramıyordum ellerimde serumlar ilaçtan mahvolmuştum daha sonra sonda çıkmıştı ve yürümem gerekıyordu sanki ilk kes yürümeyi öğreniyor gibiydim adım attım gözlerimin karardı midem bulandı karnımdan kütür kütür ses geldi sanki Dikişlerim patlar gibi kendimi yere atacaktım hemşire tuttu geri yattım sabaha kadar bu şekilde yürümeye başladım. Sağlık kontrolleri yapıldı ve çıkıla hazırdım sabah hastaneden çıktın eve geldim..

  15 gün sonra… 

- Bebeğimi israrla emzirmiştim sütümün yetmediğini aç kaldığını anlamadım kontrole gittiğimizde bebeğim de biraz sarılık çıktı sabaha kadar düşmezse yarın yoğun bakıma alacağım dedi dr hemen gittim mama aldım sabaha kadar besledim ve sarılıktan kurtulduk. Çok üzüldüm aşırı stres yaptım bu kışı asla unutmayacağım hem çok güzeldi hem çok kötüydü lohusayken bambaşka kafalara giriyorsun bildiğin gibi değil kimsenin yanımda kalmasını istemediğim için biraz zorlandım ama hiç yatmadım çok şükür sağlam bünyem varmış. Herşey güzel giderken 40 çıkmadan misafirler gelip gitmeye başladı bu sefer de hastalık geldi.. bebeğim nefes alamıyordu ateşi vardı sabah hemen hastaneye gittik grip gelmiş lanet olasına 3 gün yoğun bakımda bakımda kalmamız getekliydi öyle zor ki insanın evladıyla sınanması rüya ne gözlerini açıyordu ne bişey bi süre sonra komple gözleri kapandı ateşler içindeydi serumlar alınıyor kan alınıyor küçücük bebeğim kavranıyordu yatışımız yapıldı hayatımda hiç bu kadar hem güçlü hemde zayıf hissetmedim berbat bi haldeyim ama güçlü olmak zorundayım yoğun bakım odamız verildi biz girdik küçük bi oda dört duvar birde kalp ritmi nabz cihazı dıt dıt dıt dıt aklımı yitirecektim nerdeyse 48 saat kafayı yiyecektim sürekli burun aspiratörü geliyordu hava veriyordum rüyaya sürekli burnunu açıyordum sürekli burnunu şırınga ile yıkıyordum sabah doktor kontrolümüz vardı ama ben sürekli dualar ediyordum öyle kötü haldeydim ki tek başıma orda rüyanın kan serumu takılı olan kolu balon gibi şişmiş hemşireler geldi ben sürekli ağlıyorum diye beni dışarı çık sigara iç gel dediler gittim tuvalete ağzımı kapatıp sabah ezanı okunurken öyle bir ağladım ki insan bu kadar mı çağresiz kalır hayatta aslında dünyanın sonu değildi hayati bi risk yoktu ama lohusa psikolojisi odaya döndüğüm de rüya uyuyordu yanına geçtim sabah oldu hala gözümü kırpmamıştım yemekler gelip gidiyordu kahvaltı tepsileri gelip geri gidiyordu bakmıyordum yemiyordum içerisi orası öyle bir atmosferdi ki kalbi duruyor yetiş hemşire ölüyor yetiş diyen insanlar dolu ve bide çocuk yoğun bakımı siz düşünün nasıl hissedilir kimisinin kafası büyük vücudu küçük kimisinin çiğerleri bitik berbattı sabah dr geldi servise aldılar beni öyle rahatladım ki eşimle annesi geldi yanımıza öyle mutlu oldum ki rüyaya ilaçlar verilmeye devam ederken akşam gözlerini açtı sanki ben yeniden doğmuşcasına mutlu olmuştum 4 günden beri bişey yemeyen ben köfte ekmeğe saldırmıştım eşim eve gitmek zorundaydı yanımda kimse kalmasın dediler yalnız kalmak zorundaydım ama kaynanam kalmak istedi israr etti hemşirelere sağolsun aşla hakkını ödeyemem ben yatıp dinlendim  o kızıma baktı rabbim her hakkını ödesem bunu asla ödeyemem 3 gün de orda kaldık ama kutluydum müzik dinledim makyaj yaptım rüyamı sevdim fotoğraflar çekildim ertesi gün çıktım. Hacıydı dişiydi derken şimdi kızım yürümeye başlıyor düşe kalka…. Doğum günü geldi.. 20 gün kaldı.. benim doğum hikayem ve yaşadıklarım bu Allah kimseyi evladıyla sınamasın düşmanım bile olsa.. çünkü bu acı dayanılacak bir acı değil. ❤️ 

7 Haziran 2022 Salı

 Hep yanında olacağım, kolumun yetiştiği mesafe de.

 Anne oldum.

Evet bu duygunun tarifi yok 5 nisan da iki canlı olduğumu öğrendiğim günden beri bütün hayatım değişti. artık kişi kişilik nefes alıyorum. koruyup kollamam gereken bebeğim var. hiç kimsenin zarar vermesine izin vermeyeceğim bi evladım var artık. Annelik duygusu ilk aydan damarlarıma işledi bu hissi anlatmaya kelimelerin gücü yetmez hayatımın daha da şekillendiğini yaşadığımı ve hayatım da artık tamam dediğimi hissettim. Şuan hamileliğimin üçüncü ayındayım çok güzel bir eş seçtiğimi bu dönemlerden geçerken daha iyi anladım. Onu her ultrasonda görmeye gittiğimiz de babamızın hareketleri gözlerinde ki mutluluğun tarifi yok. Ve akşam uykuya dalacağım zaman akşam erkenden uykum geldiği için yatağa gittiğimde peşimden gelen bir kocam ve benim için uyku düzenini değiştiren bi adam var elini karnıma koyup uyuyan sırf biz uyuyoruz diye güzel bi his iyi ki bu duyguyu Erman aygün’ ile yaşıyorum dünyanın en merhametli eşi dünyanın en ince ruhlu babası olacağına şimdiden adım gibi eminim. Herşeyi bile bile yaşıyoruz tam yaşımız da ayaklarımız yere basa basa yaşıyoruz i. Biz anne baba oluyoruzZ. Aile oluyoruz. Evimin neşesi geliyor. 

4 Mart 2021 Perşembe

24 Aralık 2020 Perşembe

 Acısı güzel olanın, gülüşü güzel olur. Acı insanı, güçlü yapar, ceesur kılar. Ya kırık bir kalp ne yapar? Daha akıllı yapar. Ya acına teslim olup kendini kaybedersin yada yaranı sarıp yoluna devam edersin. Çünkü kader böyle münasip görür...

12 Aralık 2020 Cumartesi

Geçmişten Gelen 1 Mektubunuz Var



Giderken yaşadığım tüm acıları o evde bırakıp çıkmıştım.  Geri de bir enkaz kalmıştı. Duvar da kırılmış fotoğraf çerçeveleri, boşalmış gardrop, kırılmış simkartı son olarak parça pincik olmuş kalbimi bırakmıştım.  

Bilimsel olarak birini unutmanın mümkün olduğunu biliyordum ama bunu istemiyordum. Defalarca sana şans vermiştim fakat sen değişmemiştin. Kendimi yok yere feda etmişim. Arkamı dönüp şöyle bir geçmişime baktığımda geçmez dediğim ne varsa geçmiş gitmiş. Bütün bunları yaşarken insanlara karşı güçlenmişim. 

Bir evin bütün camlarını kırıp sonra çalamazsın.  

Kimse seni pişman etmeyecek benim gibi. 

Yarım bıraktığını tamamladılar. 




Hala aşk kadınıyım. 

Benliğimden hiç bi şey kaybetmemişim. 

Sevgi doluyum.

Merhametliyim. 

Samimiyim.

Dürüsttüm.

Sadece güven duygumu yitirdim...



Bütün bunlar başımdan geçmeseydi;

Yalnızlığın ne kadar güzel bir kavram olduğunu bilmeyecektim. 

Yaşanmışlıklar adına yazılmış kitaplar ilgi alanım olmayacaktı.

Hiç düşünmediğim detayların beni mutlu edeceğini bilmeyecektim.

Yazmayı sevmeyecektim. 

Önyargılarımı yitirmeyecektim. 

İç dünyamı keşfetmeyecektim.

Değişmeyecektim. Kısacası özellikle bazı konularda sığ olan görüşlerim devam edecekti.

Ah canım yalnızlığım. Deli bir kadınım.. evet kabul ettim.

Çiçekleri özenle sevişim. 

Kelebeklere aşık oluşum.

Akşam olunca mum ışığında bir şeyler karalayışım. 

Odama kapanıp yüksek ses müzik dinleyişim.

Özgürlüğüm.

Kendime değer verişim. 

Saç rengim. 

Kimsenin beni üzmesine izin vermeyişim.

Kafama tokadan başka bir şey takmayışım.

Rüyalarım.

Uykusuzluğum.

Hayallerim.

Bu kadar mı alışılırdı yalnızlığa... Bu kadar mı güzel sevilirdi yalnızlık.

Biriyle olmayı bu kadar çok özlemedim yalnızlığı özlediğim kadar buda garip.. 


Yalnızlığım sana sadık kalamadım. 

 Affet beni.. 

Ben affetmeyeceğim beni..







3 Ekim 2020 Cumartesi

Birlikte her şeyi yapabildiğim kişiyi özledim. 

En zor anlarımda yanımda olmasını yada bir mesajla yanımda hissettirmeSini özledim.
 Birlikte sinemaya gitmeyi özledim. Hiç tarzı olmasa da benim sevdiğim için izlemesini özledim.
Birlikte oyun oynamayı özledim.
Bazı oyunların ilklerini onunla öğrenmeyi özledim.
Dertleşmeyi özledim. Dinlemeyi özledim. En iyi dostsun demesini özledim. 
Hayatımın en güzel anlarını seninle yaşadım. 

29 Eylül 2020 Salı